ÇOCUKLAR VE KORKULARI
Korku, her insanın yaşamı boyunca zaman zaman hissettiği; sevgi, üzüntü, öfke gibi doğal bir tepkidir. Yaşamın devamlılığını sağlamaya yardımcı olmasının yanı sıra bazen yaşamı kısıtlayıcı bir hale de dönüşebilir. Bu noktada doğal olan ve doğal olmayan korkuları ayırd etmek gerekir. Doğal korkuda fiziksel ya da duygusal anlamda gerçek bir tehdit varken, doğal olmayan korku (fobi) kontrolden çıkmış, olağan dışı korkulardır. Örneğin küçük bir bebeğin annesinden ayrılırken korku hissetmesi doğal bir korkuyken, biraz daha büyük bir çocuğun kendisine zarar vermeyeceğini bildiği halde kelebekten korkması doğal olmayan korkuya örnektir. Gelişim Dönemlerine Göre Çocukların Korkuları Çocukların bireysel farklılıkları gereği değişik korkuları olmakla birlikte, bebeklik döneminden başlayarak genelde gözlenen bazı ortak korkular da vardır. Bunlar normal gelişimin bir parçası olup çoğu zaman müdahaleye gerek kalmadan üstesinden gelinebilir.
- Bebeklik döneminde çevredeki her şey yeni ve bilinmedik olduğundan hemen her şeyden korkabilirler. Ani gürültü, parlak ışık korkutucu olabilir.
- Yaklaşık 5 - 10 ay aralığında bebekler yabancı bir insanın varlığından, bu insanın yarattığı tekinsizlikten korkarlar.
- 12-18 aylık bebeklerde ayrılık korkusu görülür. Ayrılık endişesi zamanla kaybolsa da daha sonraki yaşlarda, bir hastalık, bir yakının kaybı, taşınma ya da boşanma gibi büyük bir değişikliğin yaşandığı, çocuk için stres yaratan durumlarda yeniden ortaya çıkabilir.
- 2 - 5 yaşta çocukların zihinsel gelişimleri arttığı için korkular da çeşitlilik göstermeye başlar, ancak bu dönemde gerçek ve hayal arasındaki ayrım da henüz net değildir. Karanlık, hayalet, cadı, gök gürültüsü, terk edilme ya da ailenin tutumuna göre dilenci, öcü, hırsız gibi korkular gözlenir.
- 5 – 7 yaş aralığındaki çocuklarda ise yaygın olarak okula gitme, karanlık, kaybolma, yalnız kalma, zarar görme, yaralanma, hayvanlardan korkma gözlenebilir.
- 7 – 12 yaş aralığında çocuklar yine hayvanlar, kendisine zarar verebilecek insanlardan korkmanın yanı sıra, hırsızlardan, cinler ve hayaletlerden korktuklarını da belirtebilirler. Sınavlarda başarısız olma, sınıfta kalma gibi korkular da bu dönemde başlayabilir.
- 13 – 18 yaş aralığında ise ergenlik dönemiyle birlikte beğenilme, onaylanma, bir gruba ait olma ya da grup tarafından dışlanma, topluluk önünde küçük düşme gibi korkular olabilir. Korku: Buz Dağının Görünen Yüzü Korkuyu bir buz dağı gibi düşünürsek eğer, korkuların altında başka duyguların ne kadar ne kadar büyük bir yer kapladığını daha iyi anlayabiliriz.
- Çoğu zaman korkular endişe duygusuyla bağlantılıdır.
- Bebeklik ve erken dönem çocukluk korkularında bu endişe bakım veren kişiden (yani çoğunlukla anneden) kaynaklı olabilir. Annenin davranışları tutarsızsa, depresyon gibi farklı ruhsal problemleri varsa çocuğun korkularını/kaygılarını yatıştırmak bir yana, onları daha da arttırabilir.
- Endişenin yarattığı korkuya en çok yalnız kalınca ve uyku zamanı karanlıkta rastlanır. Karanlıkta nesneler farklı algılanır, çocukların kendilerini yalnız hissetmeleri doğaldır. Öte yandan karanlıkla birlikte gözlenen cinler, canavarlar vs. çocuğun kılık değiştirmiş “kötü” duygularını da temsil ediyor olabilir. Çocuklar kendilerine kural uygulayan, kendilerini sınırlayan ebeveynlerine öfke duysalar da çoğu zaman bunu onlara yansıtamazlar, ebeveynlerin tepkilerinden çekinirler ve de ebeveynlerine öfkelendikleri için onların kendisini terk edebileceğini düşünüp suçluluk hissedebilirler. Bu nedenle bunları dışa yansıtarak cadı, hayalet ya da ejderha gibi nesnelerden korktuklarını söyleyebilirler. O zaman da, aslında bu duyguların yaşanmasına neden olan, ama aynı zamanda da ona destek olan ve güven veren annesini ya da babasını yanında isterler. Onlar yanında olduğu zaman onların varlığından ve sevgisinden emin olur ve uykuya dalabilir.
- 2 - 4 yaşlarında yaşanan tuvalet korkusunun altında da endişe duygusu hakimdir. Vücudunu tanıma evresinde olan çocuk, kendi vücudundan çıkan dışkı parçası sifon çekilerek yok olup gittiğinde kendi yok olma, kaybolma, yitip gitme korkuları zihninin derinliklerinde canlanır. - Ölüm korkusu; öfkeyle ilgili olabilir. Kardeşini kıskanan, yok olmasını isteyen bir çocuk “bu ölümü düşündüm, ya olursa?” gibi bir suçluluk hissiyle bunu çevirip “kardeşimin ölmesinden korkuyorum” diyebilir. Yalnız kalma endişesi de
- Farklı yollardan yaşanan karmaşık bir korku da özellikle erkek çocukları arasında 3 – 6 yaş döneminde gözlenen “hadım edilme korkusu”dur. Bu korku erkek çocuğun cinsel organını, cinsler arasındaki farkı keşfetmesiyle alakalıdır. Bazı düşünürler, çocukların cinsellikle ilgili ilk hislerinin karşı cinsten ebeveyne yönelik olduğunu düşünür. Bu noktada erkek çocuğu babasını aradan çıkarıp annesiyle bir olmanın hayalini kurar. Ancak karşısında babası gibi güçlü bir rakip vardır. Tam da bunları düşündüğü sıralarda tesadüfen veya başka yollarla kızların bir erkek cinsel organına sahip olmadığını gördüğünde, onların babaları tarafından hadım edildiğini düşünür. İşte aynı olayın kendi başına gelmesinden duyduğu korku “hadım edilme korkusu” olarak adlandırılır. Çocuk zihninin derinliklerinde hissettiği bu korkuyu genellikle hayvanlara veya başka nesnelere, durumlara yönlendirir (örneğin bedensel sakatlanma korkusu) Yani tüm bu sürecin altında endişe duyguları yatmaktadır. Korkuların Gelişimindeki Diğer Etmenler ve Korkuyla Bağlantılı Durumlar - Deneyim: Trafik kazası yaşayan bir çocuk bir süre taşıtlara binmekten korkabilir.
- Ebeveynlerin hatalı tutumları: Karanlıktan korkan çocuğu karanlıkta kalmaya zorlamak, çocuğu korkutarak disipline etmek. - Ebeveynlerin kendi korkuları: Dış dünyanın tehlikelerle dolu ve korkutucu olduğuna inanan bir ebeveyn çocuğunu yetiştirirken farkında olarak ya da olmayarak onun da korku içinde büyümesine sebep olabilir.
- Bazı durumlarda korkular kendini başka davranışlarda gösterir. Örneğin; Yeni bir kardeşi olduğunda bebeksi konuşup, emzik emmek isteyen 5 yaşındaki bir çocuk aslında ailenin ilgisini kaybetmekten korkuyordur. Ebeveynlerinin şiddetli tartışmalarına tanık olan çocuk kendisini terk edeceklerinden korkarak dışkı kaçırma, tırnak yeme gibi korku tepkileri gösterebilir. Hiç sesi çıkmayan “uslu” çocuklar, diğer insanlarla ilişkilerinde reddedilme korkusu yaşıyor olabilirler. Okula gitmek istemeyen çocuklar; annelerinden ayrı kalmaktan (yalnız kalmak), yeni deneyimlerle baş etmekten korkuyor olabilirler. Şaka amaçlı veya başka bir şekilde ani korkular yaşayan çocuklar kekeleme gibi korku tepkileri gösterebilirler. Nasıl Davranılmalı? Ailelere Öneriler - Korkunun doğal bir duygu olduğunu unutmayın ve çocuğa da bunu hissettirin.
- Korkularını dinleyin, anlamaya çalışın. Kesinlikle küçümsemeyin. “Bunda korkacak ne var” gibi cümleler kullanmayın.
- Disipline etmek için hiçbir şekilde korkutmayın. Terk etmekle, bırakıp gitmekle tehdit etmeyin.
- Korkularıyla ilgili onu konuşturun; sordukları ne kadar anlamsız ve saçma gelse de cevap vermeye çalışın.
- Onu zorlayıp korktuğu durumla karşı karşıya getirmeye çalışmayın.
- Korkusunun üstesinden aşama aşama gelmesi için ona zaman tanıyın. Örneğin doktora gitmekten korkuyorsa, mümkünse hasta olmadığı, muayene veya iğne olmayacağı bir zamanda doktoru ziyaret edin. Önceden yapılan bu ziyaret hasta olduğunda doktora gitmesini kolaylaştıracaktır. - Korkularına onunla birlikte çözüm yolları arayın. - Korktuğu durumlarda ona sarılarak güven verin, yanında olduğunuzu hissettirin.
- Çocuğunuzun olağan dışı korkuları varsa, bu korkuları gündüz ve geceleri yaşamını olumsuz etkiliyorsa, yaşamını sürdürmesine engel oluyorsa bir uzmandan yardım isteyin.